ترجمة الحكم والأمثال العربية إلى اللّغة التركية مع إضافة ما يقابل قسم منها بالتركي
Arapça Atasözlerinin Türkçeye çevirisi
1ـ لا تَكنْ صَلْباً فتُكسرْ ولا ليّناً فتُعْصَر .
— Pek yaş olma sıkılırsın, pek’ de kuru olma kırılırsın.
—Ne yavuz ol asıl ne yaş ol basıl).
2ـ كَيفَما كَان الإنْسَانُ في السَّبعِ فَهو في السّبعين أيضاً.
— İnsanlar yedisinde ne ise yetmişinde o dur.
3ـ مَنْ تدخّلَ فيما لا يعنيهِ لقيَ ما لا يرضيهِ.
— Kim ilgilendirmediği işe karışırsa, razı olmadığı şeylerle karşılaşır.
4ـ مَن دَقَّ دُقَّ .
— Çalma kapım, çalınır kapın.
5ـ وَغَيرُ تَقيٍّ يَأمرُ النّاسَ بالتُّقى.
— Takva sahibi olmayan kişi başkasına takvalık emreder.
—Kendine kilim dokunamaz başkasına halı dokumaya kalkar).
6ـ قَولُ الحَقِّ لمْ يَدعْ لي صَدِيقاً.
— Doğru söylemek, bana arkadaş bırakmadı.
—Doğru söyleyeni dokuz köyden kovalar).
7ـ إنْ كُنتَ كَذوباً فكُنْ ذّكوراً.
— Yalancıda olsan söylediğini hatırla.
8ـ مَنْ طلبَ أخاً بلا عيبٍ بقيَ بلا أخٍ.
— Kusursuz dost arayan dostsuz kalır.
9ـ مّنْ إسْترعَى الذّئبَ فقد ظَلمَ.
— Kutra güvenen haksızlık eder.
10ـ نَعيبُ زَمَاننا والعَيبُ فِينا.
— Zamanı ayıplarız hâlbuki ayıp bizdedir.
11ـ المَرءُ عَدوُّ مَا جَهِل.
— Kişiler bilmedikleri şeyin düşmanıdırlar.
12ـ كلُّ إناءٍ يَنضَحُ بِمَا فِيهِ / كَما تَزرَع تَحصُد.
— Küp içindekini sızdırır. / - Ne ekersen onu biçersin.
13ـ المَرءُ على دِينِ خَليلهِ.
— Kişi arkadaşın dinindendir. (Adam ahbabından bellidir).
14ـ إعْطِِ القَوسَ بَارِيْهَا.
— Yayı okçuya ver. (İşi ehline ver).
15ـ إذا تَخاصَمَ اللِّصَان ظَهرَ المَسرُوق.
— İki hırsız döküşünce çalıntı bulunur.
16ـ إذا إفْتَقَرَ اليَهُوديُّ نظرَ في حِسَابهِ العَتِيق.
— Yahudi fakirleşince eski hesaplarına bakar.
17ـ بَيضةُ اليَوم خَيرٌ من دَجاجة الغَدِ.
— Bugünün yumurtası yarının tavuğundan iyidir.
18ـ حِيلةُ مَنْ لا حِيلة لهُ الصّبرُ.
— Çaresiz olanın çaresi sabırdır.
19ـ إنْ كُنتَ رِيْحَاً فَقَد لاَقَيْتَ إعْصَاراً.
— Eğer rüzgâr isen fırtına ile karşılaşırsın.
20ـ في التّأني السّلامة وفي العَجلة النّدامة / مَنْ تأنّى أدْرَكَ ما تمنَّى.
— İtidalde selamet, acelede nedamet vardır
— İhtiyatlı davranan umduğuna ulaşır.
21ـ لا تُؤخّرْ عَملَ اليَومِ لِغَدٍ (لاتُؤَجّل عَملَ اليَومِ إلى غَدٍ).
— Bugünün işini yarına bırakma.
22ـ الطّيرُ بالطّيرِ يُصطادُ.
— Kuş kuşla avlanır.
23ـ إسأل الجَار قَبلَ الدّار.
— Evden önce komşuyu sor. (Ev alma komşu al).
24ـ ما كلّ أصَابِعكَ سَوى (سَواء).
— Beş Parmağın beşi bir değildir.
25ـ النّقدُ (القِرشُ) الأبيضُ يَنفعُ في اليَومِ الأسْودِ.
— Ak akça kara gün içindir.
26ـ إذا حَان القَضاءُ ضَاقَ الفَضاءُ؟
— Kaza gelince feza daralır.
27ـ إذا وجَدتَ القَبرَ مَجّاناً فأدخِلْ فيه.
— Mezarı bedava bulursan hemen gir.
28ـ إسْأَل عَن الرَّفِيق قَبلَ الطَّريق.
— Yoldan önce arkadaşı sor.
29ـ آفَةُ العِلمِ النِّسيَان.
— İlimin belası unutmaktır.
30ـ الإنتِظار أشَدُّ من النَّار.
— Beklemek ateşten beterdir.
31ـ الإنسَانُ عَبْدُ الإحْسَان.
— İnsan ihsanın esiridir.
32ـ إنَّ العَصَا من العُصية.
— Sopa sopacıktan meydana gelir (Hiç bir şeyi küçümseme).
33ـ إنَّ من البَيانِ لَسِحراً.
— Anlatımda büyüleyicilik vardır.
34ـ بَعضُ العَفوِ ضَعْفٌ.
— Bazı af zaaftır.
35ـ الحَريْصُ مَحرُومٌ.
— Çok isteyen mahrum kalır.
36ـ حُسنُ الأخْلاق كُنوزُ الأَرزَاق.
— Güzel ahlak rızk hazineleridir.
37ـ خَيرُ الكَلامِ مَا قَلَّ ودَلَّ.
— Sözün hayırlısı kısa ve anlaşılır olanıdır.
38ـ رُبَّ قَولٍ أنْفَذُ مِن صَولٍ.
— Nice söz vardır ki, yiğitçe saldırıdan etkilidir.
39ـ الصَّبرُ مِفتاحُ الفَرَج.
— Sabır kurtuluşun anahtarıdır.
40ـ ظَنُّ العَاقِل خَيرٌ مِن يَقينِ الجَاهِل.
— Akıllının zannı cahilin bilgisinden hayrıdır.
41ـ القَناعَةُ كَنزٌ يَفْنَى.
— Kanaat tükenmez bir hazinedir.
42ـ كُلُّ رأسٍ بِهِ صُداعٌ.
— Her başın bir ağrısı vardır.
43ـ كُنْ جَميلاً تَرى الوُجُودَ جَميلاً.
— Sen güzel ol mevcudatı güzel görürsün.
44ـ كُنْ وَسَطَاً وإمشِ جَانِباً.
— Orta ol, kenardan yürü.
45ـ لا تَأكُل خُبزكَ على مائِدَةِ غَيرِك.
— Kendi ekmeğini başkasının sofrasında yeme.
46ـ لا تَجري فيما لا تَدرِي.
— Bilmediğin bir şeyin ardından koşma.
47ـ لا تَغُرَّكَ المَظاهِرُ.
— Görünüşe aldanma.
48ـ لا يَضُرُّ السَّحَابَ نُباحَ الكِلابِ.
— Köpeklerin havlaması bulutlara zarar vermez.
49ـ لا يَنفعُ النَّدم بَعدَ العَدَم.
— Son pişmanlık fayda vermez.
50ـ إسأل المُجرِّب ولا تَسألِ الحَكيم / لِسانُ التَّجرُبة أصدَق.
— Tecrübeliden sor hâkimden sorma / Tecrübenin sözü daha doğrudur).
51ـ لِكُلِّ دَاءٍ دَواءٌ إلاّ الحَماقَةَ.
— Ahmaklık dışında her derdin bir devası vardır.
52ـ مَنْ إسترعى الذِّئبَ فقَدْ ظَلَم.
— Kutra güvenen haksızlık eder.
53ـ مَن حَفَرَ لأخيِهِ حُفرَةً وقَعَ فيها.
— Başkasına kuyu kazan içine düşer.
54ـ النَّاسُ أعداءُ ما جَهِلوا.
— İnsanlar bilmedikleri şeyin düşmanıdırlar.
55ـ نُصرَةُ الحَقِّ شَرَفٌ.
— Kaka yardım etmek şereftir.
56ـ بَعضُ الكَلامِ أقطَعُ من الحِسَام؟
— Bazı sözler kılıçtan daha keskindir.
57ـ ما رَأيتُ نِعمَةً مَوفُورَةً إلاَ وإلى جَانِبِها حَقٌّ مَضيعٌ.
— Helal kazanç ile yağlı pilav yenmez.
— Bol nimetin olduğu yerde, ancak haksız kazancın olduğu görünür.
58ـ الضِّحكُ مِن غَيرِ عَجَب مِن قِلَّةِ الأدَب.
— İlginç olmayan bir şeye gülmek terbiyenin az olması demek.
59ـ كُلّ مَمنوع مَتبوعٌ (مَرغُوبٌ).
— Her yasak izlenir (Arzulanır).
60ـ الحَياءُ من الإيْمَان.
— Hayâ etmek imandandır.
61ـ إختَلَطَ الحَابِل بالنَّابِل.
— Her şey karıştı.
62ـ لا يَشكُر اللهَ مَن لا يَشكُرِ النَّاسَ.
— İnsanlara şükür etmeyen Allah'a da şükür etmez.
63ـ المُؤمِنُ بِشرُهُ في وَجهِهِ وَحُزنُهُ في قَلبِهِ.
— Müminin sevinci yüzünde, üzüntüsü kalbindedir.
64ـ أجوَعُ مِن ذِئبٍ.
— Kurttan daha aç.
65ـ لكُلِّ عَالِمٍ هَفوَة، ولِكُلِّ جَوادٍ كَبوَة، ولِكُلِّ صَارِمٍ نَبوَة.
— Her âlimin bir hatası, her atın yüzüstü düşmesi ve her keskin kişinin de uzak olması vardır. (O kadar kusur Kadı kızında da bulunur)
66ـ كُلُّ سِرٍّ جَاوّزَ الإثنينِ شَاعَ.
— Her sır iki kişiyi aşarsa yayılır.
67ـ كُلُّ كَلبٍ بِبَابهِ نَبَّاح وكُلُّ دِيكٍ على مَزبلتهِ صَيّاح.
— Her Köpek kapısında havlar ve her horoz çöplüğünde öter.
68ـ الإنسانُ في التّفكير واللهُ في التّقدير .
— İnsanın düşüncesi ile Allah'ın takdiri ile olur.
Arapça Okutmanı Nizameddin İbrahimoğlu - Hitit Üniversitesi.
المحاضر نظام الدّين إبراهيم أوغلو ـ جامعة هيتيت بتركيا
Arapça Atasözlerinin Türkçeye çevirisi
1ـ لا تَكنْ صَلْباً فتُكسرْ ولا ليّناً فتُعْصَر .
— Pek yaş olma sıkılırsın, pek’ de kuru olma kırılırsın.
—Ne yavuz ol asıl ne yaş ol basıl).
2ـ كَيفَما كَان الإنْسَانُ في السَّبعِ فَهو في السّبعين أيضاً.
— İnsanlar yedisinde ne ise yetmişinde o dur.
3ـ مَنْ تدخّلَ فيما لا يعنيهِ لقيَ ما لا يرضيهِ.
— Kim ilgilendirmediği işe karışırsa, razı olmadığı şeylerle karşılaşır.
4ـ مَن دَقَّ دُقَّ .
— Çalma kapım, çalınır kapın.
5ـ وَغَيرُ تَقيٍّ يَأمرُ النّاسَ بالتُّقى.
— Takva sahibi olmayan kişi başkasına takvalık emreder.
—Kendine kilim dokunamaz başkasına halı dokumaya kalkar).
6ـ قَولُ الحَقِّ لمْ يَدعْ لي صَدِيقاً.
— Doğru söylemek, bana arkadaş bırakmadı.
—Doğru söyleyeni dokuz köyden kovalar).
7ـ إنْ كُنتَ كَذوباً فكُنْ ذّكوراً.
— Yalancıda olsan söylediğini hatırla.
8ـ مَنْ طلبَ أخاً بلا عيبٍ بقيَ بلا أخٍ.
— Kusursuz dost arayan dostsuz kalır.
9ـ مّنْ إسْترعَى الذّئبَ فقد ظَلمَ.
— Kutra güvenen haksızlık eder.
10ـ نَعيبُ زَمَاننا والعَيبُ فِينا.
— Zamanı ayıplarız hâlbuki ayıp bizdedir.
11ـ المَرءُ عَدوُّ مَا جَهِل.
— Kişiler bilmedikleri şeyin düşmanıdırlar.
12ـ كلُّ إناءٍ يَنضَحُ بِمَا فِيهِ / كَما تَزرَع تَحصُد.
— Küp içindekini sızdırır. / - Ne ekersen onu biçersin.
13ـ المَرءُ على دِينِ خَليلهِ.
— Kişi arkadaşın dinindendir. (Adam ahbabından bellidir).
14ـ إعْطِِ القَوسَ بَارِيْهَا.
— Yayı okçuya ver. (İşi ehline ver).
15ـ إذا تَخاصَمَ اللِّصَان ظَهرَ المَسرُوق.
— İki hırsız döküşünce çalıntı bulunur.
16ـ إذا إفْتَقَرَ اليَهُوديُّ نظرَ في حِسَابهِ العَتِيق.
— Yahudi fakirleşince eski hesaplarına bakar.
17ـ بَيضةُ اليَوم خَيرٌ من دَجاجة الغَدِ.
— Bugünün yumurtası yarının tavuğundan iyidir.
18ـ حِيلةُ مَنْ لا حِيلة لهُ الصّبرُ.
— Çaresiz olanın çaresi sabırdır.
19ـ إنْ كُنتَ رِيْحَاً فَقَد لاَقَيْتَ إعْصَاراً.
— Eğer rüzgâr isen fırtına ile karşılaşırsın.
20ـ في التّأني السّلامة وفي العَجلة النّدامة / مَنْ تأنّى أدْرَكَ ما تمنَّى.
— İtidalde selamet, acelede nedamet vardır
— İhtiyatlı davranan umduğuna ulaşır.
21ـ لا تُؤخّرْ عَملَ اليَومِ لِغَدٍ (لاتُؤَجّل عَملَ اليَومِ إلى غَدٍ).
— Bugünün işini yarına bırakma.
22ـ الطّيرُ بالطّيرِ يُصطادُ.
— Kuş kuşla avlanır.
23ـ إسأل الجَار قَبلَ الدّار.
— Evden önce komşuyu sor. (Ev alma komşu al).
24ـ ما كلّ أصَابِعكَ سَوى (سَواء).
— Beş Parmağın beşi bir değildir.
25ـ النّقدُ (القِرشُ) الأبيضُ يَنفعُ في اليَومِ الأسْودِ.
— Ak akça kara gün içindir.
26ـ إذا حَان القَضاءُ ضَاقَ الفَضاءُ؟
— Kaza gelince feza daralır.
27ـ إذا وجَدتَ القَبرَ مَجّاناً فأدخِلْ فيه.
— Mezarı bedava bulursan hemen gir.
28ـ إسْأَل عَن الرَّفِيق قَبلَ الطَّريق.
— Yoldan önce arkadaşı sor.
29ـ آفَةُ العِلمِ النِّسيَان.
— İlimin belası unutmaktır.
30ـ الإنتِظار أشَدُّ من النَّار.
— Beklemek ateşten beterdir.
31ـ الإنسَانُ عَبْدُ الإحْسَان.
— İnsan ihsanın esiridir.
32ـ إنَّ العَصَا من العُصية.
— Sopa sopacıktan meydana gelir (Hiç bir şeyi küçümseme).
33ـ إنَّ من البَيانِ لَسِحراً.
— Anlatımda büyüleyicilik vardır.
34ـ بَعضُ العَفوِ ضَعْفٌ.
— Bazı af zaaftır.
35ـ الحَريْصُ مَحرُومٌ.
— Çok isteyen mahrum kalır.
36ـ حُسنُ الأخْلاق كُنوزُ الأَرزَاق.
— Güzel ahlak rızk hazineleridir.
37ـ خَيرُ الكَلامِ مَا قَلَّ ودَلَّ.
— Sözün hayırlısı kısa ve anlaşılır olanıdır.
38ـ رُبَّ قَولٍ أنْفَذُ مِن صَولٍ.
— Nice söz vardır ki, yiğitçe saldırıdan etkilidir.
39ـ الصَّبرُ مِفتاحُ الفَرَج.
— Sabır kurtuluşun anahtarıdır.
40ـ ظَنُّ العَاقِل خَيرٌ مِن يَقينِ الجَاهِل.
— Akıllının zannı cahilin bilgisinden hayrıdır.
41ـ القَناعَةُ كَنزٌ يَفْنَى.
— Kanaat tükenmez bir hazinedir.
42ـ كُلُّ رأسٍ بِهِ صُداعٌ.
— Her başın bir ağrısı vardır.
43ـ كُنْ جَميلاً تَرى الوُجُودَ جَميلاً.
— Sen güzel ol mevcudatı güzel görürsün.
44ـ كُنْ وَسَطَاً وإمشِ جَانِباً.
— Orta ol, kenardan yürü.
45ـ لا تَأكُل خُبزكَ على مائِدَةِ غَيرِك.
— Kendi ekmeğini başkasının sofrasında yeme.
46ـ لا تَجري فيما لا تَدرِي.
— Bilmediğin bir şeyin ardından koşma.
47ـ لا تَغُرَّكَ المَظاهِرُ.
— Görünüşe aldanma.
48ـ لا يَضُرُّ السَّحَابَ نُباحَ الكِلابِ.
— Köpeklerin havlaması bulutlara zarar vermez.
49ـ لا يَنفعُ النَّدم بَعدَ العَدَم.
— Son pişmanlık fayda vermez.
50ـ إسأل المُجرِّب ولا تَسألِ الحَكيم / لِسانُ التَّجرُبة أصدَق.
— Tecrübeliden sor hâkimden sorma / Tecrübenin sözü daha doğrudur).
51ـ لِكُلِّ دَاءٍ دَواءٌ إلاّ الحَماقَةَ.
— Ahmaklık dışında her derdin bir devası vardır.
52ـ مَنْ إسترعى الذِّئبَ فقَدْ ظَلَم.
— Kutra güvenen haksızlık eder.
53ـ مَن حَفَرَ لأخيِهِ حُفرَةً وقَعَ فيها.
— Başkasına kuyu kazan içine düşer.
54ـ النَّاسُ أعداءُ ما جَهِلوا.
— İnsanlar bilmedikleri şeyin düşmanıdırlar.
55ـ نُصرَةُ الحَقِّ شَرَفٌ.
— Kaka yardım etmek şereftir.
56ـ بَعضُ الكَلامِ أقطَعُ من الحِسَام؟
— Bazı sözler kılıçtan daha keskindir.
57ـ ما رَأيتُ نِعمَةً مَوفُورَةً إلاَ وإلى جَانِبِها حَقٌّ مَضيعٌ.
— Helal kazanç ile yağlı pilav yenmez.
— Bol nimetin olduğu yerde, ancak haksız kazancın olduğu görünür.
58ـ الضِّحكُ مِن غَيرِ عَجَب مِن قِلَّةِ الأدَب.
— İlginç olmayan bir şeye gülmek terbiyenin az olması demek.
59ـ كُلّ مَمنوع مَتبوعٌ (مَرغُوبٌ).
— Her yasak izlenir (Arzulanır).
60ـ الحَياءُ من الإيْمَان.
— Hayâ etmek imandandır.
61ـ إختَلَطَ الحَابِل بالنَّابِل.
— Her şey karıştı.
62ـ لا يَشكُر اللهَ مَن لا يَشكُرِ النَّاسَ.
— İnsanlara şükür etmeyen Allah'a da şükür etmez.
63ـ المُؤمِنُ بِشرُهُ في وَجهِهِ وَحُزنُهُ في قَلبِهِ.
— Müminin sevinci yüzünde, üzüntüsü kalbindedir.
64ـ أجوَعُ مِن ذِئبٍ.
— Kurttan daha aç.
65ـ لكُلِّ عَالِمٍ هَفوَة، ولِكُلِّ جَوادٍ كَبوَة، ولِكُلِّ صَارِمٍ نَبوَة.
— Her âlimin bir hatası, her atın yüzüstü düşmesi ve her keskin kişinin de uzak olması vardır. (O kadar kusur Kadı kızında da bulunur)
66ـ كُلُّ سِرٍّ جَاوّزَ الإثنينِ شَاعَ.
— Her sır iki kişiyi aşarsa yayılır.
67ـ كُلُّ كَلبٍ بِبَابهِ نَبَّاح وكُلُّ دِيكٍ على مَزبلتهِ صَيّاح.
— Her Köpek kapısında havlar ve her horoz çöplüğünde öter.
68ـ الإنسانُ في التّفكير واللهُ في التّقدير .
— İnsanın düşüncesi ile Allah'ın takdiri ile olur.
Arapça Okutmanı Nizameddin İbrahimoğlu - Hitit Üniversitesi.
المحاضر نظام الدّين إبراهيم أوغلو ـ جامعة هيتيت بتركيا